2 Şubat 2010 Salı

İNCİ ARAL / ÖLÜ ERKEK KUŞLAR



Mor' u ile Orhan Kemal Roman ödülünden önce, “Ölü Erkek Kuşlar “adlı ilk romanı ile Yunus Nadi Roman ödülüne layık görüldü İnci Aral. Sıradanlığın ötesine geçmeyi başarmış bir yazar olan İnci Aral, kadın ve özgürlüğü , kadın kimliği ve kadının toplumsal yerini her romanında ayrı birer motif gibi inceler, sorgular. Yazmak ile yazar olmanın birbirine karıştığı günümüz edebiyat dünyasında İnci Aral, kadını romanlarına birer konu gibi giydirmek yerine romanını kadın olgusu için var eder adeta. Sanattaki yerinin objeden öteye geçememiş kadın olgusu bir kimyaya dönüşür İnci Aral' ın romanlarında.

Kendi benliğinin ve sınırların ölçülebilirliğinin sorgulandığı Ölü Erkek Kuşlar ise, 1 kadın ve 2 erkeğin kadın ve erkek olma yolunda sınırlar, öngörmeler, toplumsal koşullar ile nasıl biçimlendiği irdeleniyor İnci Aral' ın kaleminden. Mürekkebinde tolumsal yargıların, katılığın, şiddetin belli bir tarihsel dönemin baskısı ile iletişimsizliğin uzlaşmazlık ve çözümsüzlüğe dönüşünü yoğuran Aral, birine tutkulu, ötekineyse köklü bir sevgi ve evlilik bağı ile bağlı bir kadını kendi odağına alarak; aşkı, bağımsızığı, mutluluğu, evliliği ve kadın olmayı kadınca resmediyor okuyucusuna. Bir erkeğin varlığı ile yokluğu arasında gidip gelen bir kadının lirik bir dil ile yoğurulmuş kimyasına tanık olduğumuz Ölü Erkek Kuşlar' da İnci Aral, satırlarını okuyan her erkeği ise ürkütüyor tanık oldukları cesur, kimi zaman nevrotik kadın kimyasından.

“Yalvarma, ağlama ve yemin etme!Kapılarını kapat; öyle sıkı kapat ki bir daha kimse, hiçbir zaman senin o zedelenmiş yalnızlığına adım atamasın. Onu Onar ve koru, çünkü o senin ve aynı zamanda benim”


Ve aşk olgusu , boğazda düğümlenmiş sözlerin aksine öyle yalın, öyle sade çıkıyor ki karşınıza; Ölü Erkek Kuşlar' ı okuyan, tanık olanın içinden kuşlar göçer, engel olamayız, dedirtiyor.

“Sevmek, lokmanızı çiğnemeyi unutarak masa başında kalakalmaktır. Sevmek, sonradan usulca okşamaktır bir elin değdiği yerini saçlarınınızın...”

Hiç yorum yok: