26 Eylül 2009 Cumartesi

Yürüyen Kelimeler / Eduardo Galeano


Yürüyen Kelimeler / Eduardo Galeano

Yaşlı, çirkin ve kırmızı burunlu bir cüce hayal edin! Antiemperyalistlerin, ateistlerin, erdemi göbek adı yapmışların arasına sunulan bir “Başmelek” kitabın başkahramanı.

Hikaye her pazar kiliseye giden insanların oluşturduğu Comayagua halkının ve başka zamanlarda kaçamak da olsa şehirle aynı ismi alan ve tepesinde kurulmuş beyaz bir kule biçimindeki geneleve diğer adıyla Günahkârlar Sarayı'na giden diğer yarısının arasında geçen olayları konu alır.

Tanrı’ya hizmet etmesiyle başlayan huzursuzluklar baş gösterirken olayların rengi “Başmelek”’in hikâyenin ortasına düşmesiyle bambaşka bir hal alsa da “Başmelek” cinsiyeti belli olmayan ama dünya evi zenginliklerin her zerresinden yaralanmaktan da geri kalmaz. “Başmelek”, cennetten yakınır, sonsuz zamanın ağır işlerinde çalışmaktan yorgun düşer öykü sanatının baş döndürücü varisi Latin Amerikalı damarlarından ustaca yararlanabilen Eduardo Galeano’nun kaleminde. Aşkı, öfkeyi, büyüyü, hüznü, taraf tutmayı ve tarafsız olmayı yaşadığı toplumun sıkı sıkıya bağlı olduğu adetlerini ve inançlarını yalın dili ve şiirsel anlatımıyla Kabala’nın, Latin Amerikan Folklorunun ve Guarani Kızılderililerine ayna tuta tuta örer kelimelerini “Yürüyen Kelimeler” ’ de Eduardo Galeano insanı şaşırtır bir biçimde. Hayran bıraktırır kendine…

Ve bir dip not: Var olmak istemeyen kelimelerin anlamı Eduardo Galeano’nun kitabında “ruh”demektir aslında. Ruh yoksa beden de yoktur, efsaneler de… Bedenler yoksa toplumlarda yoktur, toplumların kahramanları da Ve Eduardo Galeano, dilin yoğurdu aklın şekle soktuğu kelimelerimizin kişilik sahibi, bizden birer ruh taşıdıklarını anlatmak ister Jose Francis Borges'in tahta baskı desenleriyle betimlenmiş kitabında.

Kalmak istemeyen kelimelerin toplandığı bir yer olabilir mi?
Bir kayıp kelimeler krallığı?
Senden kaçan kelimeler, seni nerede bekler?

diyerek gösterir her bir kelimenin anlamın önemini kelimelerinin takipçisi okuyucusuna. Göstermek ister çünkü Eduardo Galeano hikayelerin kelimelerden oluştuğuna ve kelimelerin sahibi toplumu ve o toplumun kişilerini yansıttığına inanır. Bence bu kitap her şey ile hiçbir şeyin gizli bahçesine açılan bir kapıdır. Hikayelerin aralarına yerleştirdiği küçük küçük pencereler ise okuyucusuna birer mola gibi gelir. Retorik tadında “Yürüyen Kelimeler”, olacakları değil, olmakta olanları merak edenler için biçilmiş bir kaftandır adeta. Kitaba ve içindeki kahramanlara biraz yakından bakmak isterseniz Caetano Veloso’nun “Yakından bakınca kimse normal değildir.” sözüne hak verirsiniz.

Seray ÖZBİÇER
Ünivers/ 16. sayı

Hiç yorum yok: